14 Şubat 2012

Doğru-Yanlış?

.





"Sanattaki doğrunun tam tersi de eşit derecede doğrudur."
               
                                                                              Oscar Wilde





.

4 yorum:

  1. bir tür oksimoron mu bu?
    beynimin işlevleri durdu sanki. sanattaki doğrunun tersinin ne olduğunu düşünürken kendimi kaybettim. ne kadar tehlikeli bir durum.

    YanıtlaSil
  2. bunu matematikteki mutlak değer mevzusu ile düşündüm şimdi :) (bkz: matematiğin insan bünyesine zararları)

    mutlak değer içerisindeki -5, ile mutlak değer içerisindeki +5 birbirine eşittir. bu vektörel bir olay oluyor. yani sıfır noktasından +5 de gitsen aynı yolu tepersin, -5 de gitsen aynı yolu tepersin durumu.

    bu oskır vayld ne demek istemiş acaba. sanattaki doğru mutlaktır gibi bir mesaj mıdır nedir bu? bilge bunu bize açıkla :)

    YanıtlaSil
  3. tamam beyler, yetiştim :)

    bu birkaç gün önce okuduğum Susan Sonntag'ın Roland Barthes hakkındaki bir makalesinde (adı: Yazı'nın Kendisi, Roland Barthes Üzerine) geçen alıntı aslında. ben de çok düşündüm, hala düşünüyorum. önce makalenin bu kısmını yazayım:

    "Barthes'ın son dönemde yazdıkları biçim açısından en cesur olan yazılarıydı; tüm önemli yapıtlarını çizgisel değil dizisel bir düzen içinde yazmıştır. Deneme türüne en yakın olarak yalnızca yazınsal etkinliklerinde (örneğin, önsözler;Barthes pek çok önzsöz yazdı) ya da gazetecilik yazılarında sadık kalmıştır. Aslında son dönem yazılarındaki güçlü biçimler, bütün yapıtlarının ima ettiği bir arzuyu açığa çıkarır: Düşüncelerle kurmayı istediği üstün ilişkiyi, sanatın hazla kurduğu ilişkiyi kurma arzusu. Bu tür bir yazma kavramı, kandisiyle çelişkiye düşme korkusunu dışlar. (Wilde'ın sözleriyle :Sanattaki doğrunun tam tersi de eşit derecede doğrudur.") Barthes sık sık öğretmeyi oyun'la, okumayı eros'la, yazmayı baştan çıkarma'yla karşılaştırmıştı. Sesi her geçen gün biraz daha kişisel oldu."

    benim anladığım (ya da öyle anlamak istediğim) : yazarken kendisiyle çelişkiye düşse bile, geliştirdiği yazı süreci ve böylelikle kavramsallaştırdığı yazma eylemi aslında Barthes'ın sanatın hazla kurduğu ilişkiyi kurmaya çalışması. başka bir deyişle, geliştirdiği bu kavramla sanatta doğru ya da yanlış olmayacağı, sadece hazzın aranacağı. sanat çok öznel bir disiplin olduğuna göre doğru ya da yanlış haddinden fazla yüklü kelimeler.

    biraz abartmış mıyım yoksa anlam çıkaracağım diye? Barthes üzerine yazılar okumaya başladım. sonra da, artık zorlanmaktan ve anlayamamaktan korkmayıp yavaş yavaş Barthes okumaya başlamak istiyorum.

    sonuç olarak, başka şekilde anladıysanız eğer, anlatırsanız müteşekkir olurum :)

    YanıtlaSil
  4. sontag ve barthes'ı görünce normaldir dedim, ilk tepkim bu oldu. barthes yazılarını suyun üzerine yazar gibi gelir bana. okurken çok şey öğrendiğimi hissederim ama bitirince ne anladın diye sorsan hiçbir şey söyleyemem. elimde görünen bir şey yoktur. sanatın hazla kurduğu ilişkiden kastedilen bu mu acaba? barthes, sıklıkla bahsettiği yazma arzusunu cinsel fantazmalara benzetir (ya da onlarla eş tutar). bu arzu yazınsal bir nesne ortaya koymaya yöneliktir ama o yazınsal nesne ortaya çıkmayabilir. hazzı yaşamak önemli galiba onda. elimizde bir şey kalmasa da olur. bu yüzden mi kendisiyle çelişkiye düşme korkusunu dışlayan bir yazma kavramı? ortada bir şey yoksa çelişkiye düşülen bir şey de yoktur diyebilir miyiz acaba. O halde sanattaki doğru ve onun tam tersi nedir? kocaman, anlaşılmaz bir soru olarak karşımda duruyor bu. "olumsallık" diye bir kavram var. bu kavramla ilgili bir sürü şey okuduğum halde hiçbir şekilde anlamadım ne olduğunu. "Sanattaki doğrunun tam tersi de eşit derecede doğrudur." cümlesi de "olumsallık" kavramı gibi. biri bunu açıklasa ne güzel olur. gazetelere ilan vermek istiyorum, biri bize yardım etsin.

    yazarak bir şeyler düşünmeye çalışsam da hiçbir yere varamadım. yorumu silmedim, belki farkında olmadan bir şeylere değinmişimdir diye :)

    YanıtlaSil

Aklınıza gelenleri buraya bırakabilirsiniz.