Büyümekte olan bir gencin ilk tutkusu, bir kişiye karşı duyacağı sevgi değil herkese karşı duyacağı nefrettir. Kendini anlaşılmamış görmek ve dünyayı anlamamak, bu ilk tutkunun eşliğinde baş gösteren durumlar olmayıp, tutkuya yol açan tesadüfi denemeyecek biricik nedenlerdir. Tutkunun kendisi ise iki kişi olmanın iki kat yalnızlıktan başka bir anlam taşıyamayacağı bir kaçıştır. (s.53)
Ama yine de umutsuzluğa kapılmıyor, her şeye karşın kendimizi sağlam bir zemin üzerindeymişiz gibi güven içinde hissediyoruz. Eğer bu güven duygusu bizde olmasaydı, içimizde olmasaydı aklımızın zavallığı karşısında duyacağımız umutsuzluktan kendi kendimizi öldürmemiz gerekirdi. Bu güven duygusu sürekli eşlik ediyor bize, bizi aykata tutuyor, aklımızı her an küçük bir çocuk gibi koruyucu kollarına alıyor. Bir kez bunun bilincine ulaştıktan sonra, bir ruhun var olduğunu artık yadsıyamayız. Ruhsal yaşamımızı çözümlemeden geçirip aklın yetersizliğini anlar anlamaz, bu ruhun varlığını düpedüz hissederiz. Hissederiz, -anlıyor musun- çünkü bu his olmadı mı, boş çuvallar gibi yığılır kalırdık. (s.193)
Ölmek yaşam tarzımızın sonundan başka bir şey değildir. Biz bir düşünceden ötekisine, bir duygudan bir sonrakine yaşar gideriz. Çünkü duygu ve düşüncelerimiz bir ırmak gibi durgun akıp gitmez, bizim gönlümüze doğar, taşlar gibi dşarıdan içimize düşerler. Kendini adamakıllı gözlemleyecek olursan, hissedeceksin ki, ruhumuz azar azar geçiş süreçleriyle renk değiştiren bir nesne değildir, düşüncelerimiz tıpkı değişik rakamlar gibi ruhumuzdaki kara bir oyuktan fırlayıp çıkar dışarı. Şimdi kafanda bir düşünce, gönlünde bir duygu vardır; bakarsın, ansızın bir hiçlikten fırlayıp çıkmış bir başkası onun yerini alır. Hatta dikkat edersen iki düşünce arasını kapsaya her şeyin karanlığa gömüldüğü anı sezebilirsin. Bu anın da –bir yol ele geçirildi mi- ölüm demek olduğunu görürsün. (s.200)
… Çünkü düşünceler başlı başına bir konudur. Çokluk rastlantılardan başka şeyler değillerdir; gelir, sonra yine bir iz bırakmadan geçip giderler. (s. 224)
Robert Musil, Öğrenci Törless'in Bunalımları, çev. Kamuran Şipal, Alakarga Sanat Yayınları, 2012
Robert Musil, Öğrenci Törless'in Bunalımları, çev. Kamuran Şipal, Alakarga Sanat Yayınları, 2012
öyle güzel yerlerini alıntılamışsın ki yani bu kitabı okumadan olmaz durumuna düşürdün beni. acaba alakarga sana çeviri işiyle birlikte satış ve pazarlama işi de mi verse, bence güzel olur :) kitapların arka kapak tanıtımını yazmak gibi mesela :)
YanıtlaSileline sağlık çok hoş bir seçki olmuş. blogda daha sık görmek isteriz seni.
sen diyince düşündüm de, benden iyi pazarlamacı olur bu dille :)
YanıtlaSilşaka bir yana, kitabı sen seversin bence, alter ego. iyi okumalar :)
bu aralar yazamıyorum, bi ara tekrar başlayacağım umarım.
teşekkürler :)