Islanınca esmer defterleri yüzümüzün
bu çamurla kanla alınteriyle gizli bir yazgı
çakıyor bir an. Karanlık feneri ülkemizin.
Nasıl bir yalnızlık, unutulmuş bir ışık diliyle
çırpınırken biz üstümüze geliyor büyük gemisi geleceğin
Bir tenis topu, koşan bir çocuk, bir gözyaşı bile değiliz.
Yalnızca bir ağaç ailesi ve bir köşede
yıllardır bizi gözleyen hep aynı balta: Dalgınlık.
Düşünüyorum nasıl budandık bahara ulaşmak için.
Şimdi sessiz duruyoruz kıyısında bir düşüncenin
unutmamak için çünkü unutuşun kolay ülkesindeyiz
ölü balıklar geçiyor kırışık bir deniz sofrasından
ve ellerinde fenerlerle benim arkadaşlarım
durmadan düşünüyorum ne kadar çok öldük yaşamak için.
Onat Kutlar, Unutulmuş Kent
Şiiri buradan (ç)aldım.
Yoksa siz hâlâ Zafer Yalçınpınar'ın bloğunu (Evvel'i) takip etmiyor musunuz?
Felaket bir şiir. Yamulttu valleyi beni.
YanıtlaSilçok fena ya, ilk defa dün okudum, dönüp dönüp tekrar okuyorum.
YanıtlaSilinsan daha önce haberdar eder. balıklama atladım.
YanıtlaSilevet haklısın, bunu yapmak için biraz geç kaldım. ama zararın neresinden dönsek kârdır bence diyip hemen sıyrılayım.
YanıtlaSil