17 Ekim 2011

Başlıksız

                                                                                   


                                                                       “İçimde öyle çok ki, her gidenden
                                                                                         biriktirdiğim melekler.”



              Üç (3) gündür üst üste gördüğüm insanları görmek istediklerime benzetiyorum. “A bu mont! A bu kazak, a bu çanta!” repliklerim ve sonrasında karşıdan gelenlere dik dik bakmanın utancıyla gözlerimi yere indiriverirken anlamalarım. Özlemin en yoğun hali sokakta gördüğün herkesi on(lar)a benzetmek.  Bu yanılsamayı küçük abim üniversite okumak için evden ayrıldığından beri yaşarım hep. Bir montu vardı, oturduğumuz küçük şehirde iki-üç kişide daha vardı aynısından. O insanları ne zaman görsem, yanılırdım. Büyük abim gittiğinde çok küçüktüm; hatırlamıyorum, belki o zaman da aynısını yaşamışımdır. Özlem; kendimi bilmedim bilmeyeli.

             Ne var ki bunları hiç anlatamıyorum, telefon edemediğim için özlemediğimi sanıyorlar sözgelimi. Oysa seslerini duyunca kötüleştiğimi anlamıyorlar. Onlar hiç kötü olmuyorlar mı? Dahil olamadığım hayatlarını anlatıyorlar, daha da özlüyorum. Abim arayıp yeğenimin sesini dinletiyor. İyilik yaptığını sanıyor. Telefonun ucunda öylece kalakalıyorum. Her şeyin bir doğru yolu yok ki. Her özlemenin bir yolu mu var? Her şeyi bilindik formlarda yaşamak zorunda mıyız? Bildiğimiz davranış sistemiyle hareket etmek zorunda mıyız? Ben onları böyle özleyemez miyim?

           Uzaktakiler arayıp teker teker “Beni niye aramıyorsun?” diye sormaya başladılar yine. Rica ediyorum, ne olur aramayın beni; çok fena özlüyorum. 




.

11 Ekim 2011

"Geceye Veda"





                                                          Geceye Veda çıktı!







OLAĞANÜSTÜ AKSİYON VE NEFES KESEN AŞK…

Bildikleri her şey yok oldu.

Beş adam dünyayı yakan kızgın ateşlerden insanüstü yetenekler kazanarak sağ çıktı. Onlar insanoğlunun son çaresi… Ne var ki, bu karanlık ve yıkılmış dünyada tek başlarına hayatta kalmaları imkânsız…

Quentin Fielding’in her şeyi vardı: para, iktidar ve kadın. Ancak, medeniyetin yok olmasıyla birlikte artık istediği tek şey intikam almak. Quent, özel yeteneğiyle birlikte ölümcül görevi için yola çıkıyor; yıllar önce yarım bıraktığı işi yapmaya, dünyayı yıkıma ve kaosa sürükleyen adamı öldürmeye gidiyor. Önündeki tek engel gizemli, güzel bir kadın…

Zoë Kapoor ise ailesini öldüren canavar zombilerin peşinde kendi intikamını arıyor. Bir zamanlar onlara ait olan dünyanın yıkıntılarında yolları kesişen Zoë ve Quent’in arasında umutsuz bir aşk başlıyor. Hayal bile edemeyecekleri bir düşmana doğru yaklaşırken, her şeye veda etmek zorundalar: korkuya, pişmanlığa ve geceye…


  • Sayfa Sayısı:296
  • ISBN:978-605-4503-21-6
  • Ebat (cm):13,5x21
  • Çeviren:Bilge Makas
  • Kategori:Bilim Kurgu
  • Yazar:Joss Ware




    .

09 Ekim 2011

Bir Şarkı



Nils Petter Molvaer-Mercury Heart



Zamanı kısımlara ilk kim ayırmışsa çıksın ortaya! Ben durmadan bu adamı dinlemek istiyorum. Yarın pazartesiymiş, insan içine karışmak gerekmiş. Bana ne bundan?


.

06 Ekim 2011