Özetle, anarşizan bir his bu, nereye gittiği belli değil. Çünkü zaman çok uzun bir koridordu, ben oraya düştüm ve kayboldum.
“şimdi bu kışa girişin bir hüznü müdür, o mudur acaba
Bu iri iri sevmekler, denizi o eski mühür, o mudur acaba
Mavi isterse mavi kalsın ister ölümle değişsin kendini
Ellerim bu hüzünde her şeye karşı kırgın, kaba saba
Çocuklar vardı çarşıya indiğimde hemen hemen günsonu
Ellerini verdin tuttum, tamam ağzını da ver bir daha
Durup durup yüceltiyorsun şu korkak şafağımı
İncelmiş bir mor olarak çıkıyorum böylece her sabaha
Şimdi bu hüzün nedir sanki, kara kazağım sırtımda
Işte bir duman, bizi tüten, işte bir duman ki kapkara
Kışa nasıl başlanır bahçelerde, çiçekler nasıl başlarsa
Bir balıkçı denisin dibine öyle başlar her defa
Şimdi bu kışa girişin hüznü müdür, o mudur
Benim her duygum biraz hüzün gibidir. Mesela
… „
Turgut Uyar