30 Nisan 2012

Yanılgı





Lüks bir semtte koşuyordu. Nereye yetişmeye çalıştığının bilincinde değildi. Söyleneni yapıyordu yalnız. Emredileni. “Yap!” denilmişti; yapıyordu.

“Onlar yaşıyor, bense yazıyorum” diye düşündü. “Koşmak istemiyorum ben, tüm bunları yazmalıyım oturup.” En kötüsü bir kaleminin olmamasıydı yanında. Zaten bundan daha kötü ne olabilirdi ki.

 Üzerindeki ceket eğreti duruyordu. Eğreti olan başkalarının giydikleri miydi? Olur olmaz şeyler düşünüyordu. Düşünmemeliydi halbuki. Düşünmesi gerekenler öğretilmişti zaten, niye dışına çıkıyordu bilip bilmeden. Bilmiyordu.

Koşmak istemiyordu artık. Ne yapacaktı burada, ne anlamı vardı? Bir emir almıştı işte, kahrolası bir emir. Uyum sağlıyordu, şuursuz. Zaten uyum sağlamak, şuurunu yitirmekti bir bakıma.  

Vazgeçemiyordu. Bina bina dolaşıyor, bir şeyler bulmaya çalışıyordu. Ne aradığını bilmeyen aradığını bulabilir mi? Atmalıydı bu huzursuz soruları kafasından. Soru sormamalıydı bir daha. Soru sormak hastalıklı ruhların alışkanlığıydı. Vazgeçmeliydi.

Bir kenara oturup izlemek istiyordu sadece. Sadece izlese, gelip geçeni, geçip geleni, aynı yerde dönüp dolaşanı, herkesi. Kalemi yoktu, aklına yazdı. Gördüğü her bir kareyi, geçen herkesin suretini, simitçilerin tezgâhını ve otobüs bekleyenlerin bezgin ruhlarını. Her şeyi bir bir yazdı. Kimse onları yazdığının farkında değildi. Zaten kimse, hikâyesinin bir anlatıya konu olduğunu anlamıyordu artık. Daha önemli işleri vardı onların.

Eksilttikçe eksiltiyordu her şeyi. Oysa kalp atışı hızıyla çoğalıyordu sancıları, nasıl geçirse bilemiyordu.  

Sokaklarda bir hikâye akıyordu; oysa sokaksız hikâyeler yazmaya çalışıyordu kadın. Yanılgısının farkına çok geç varmıştı. 




2 yorum:

  1. sokaklarda akan hikâyeyi bir adam yazmıştı: beyaz mantolu adam. sokaksız bir hikâye değildi ama bir çok şeysizdi.

    o da düşünmüştür yanılgının geç farkına varılacağını. yıllar geçti ve birileri yanıldığını fark etti. o, hikâyeyi yazan adam, belki de biliyordu böyle olacağını.

    sokaksız hikâyeler yazmaya çalışan kadın onu düşündürdü bana.

    YanıtlaSil
  2. kadının hiç aklına gelmemişti bunu yazarken beyaz mantolu adam. negatif diyince birden fark etti. "keşke ben de Atay gibi yazabilseydim" dedi.

    sokaksız hikâyeler yazmaya çalışırken, bir çok şeysiz yazıyordu aslında. geç de olsa farkına varmak yanılgıların, iyidir; yine de çok iyidir!

    çok teşekkür ederim. :)

    YanıtlaSil

Aklınıza gelenleri buraya bırakabilirsiniz.